PERİNATOLOJİ

Fetal DNA

Genetik Test, Fetal DNA Testi, NIPT (Non İnvazif Prenatal Test) Testi

Son birkaç yıldır teknolojinin de katkısı ile anne karnında ki bebeğin en başta Down sendromu (Trizomi 21) olmak üzere kromozom problemlerinin tespiti konusunda büyük ilerlemeler kaydedildi. Hastalar tarafından yukarıda ki başlığımızda verilen isimler altında bilinen bu test sayesinde gebeliğin 11-14. Haftaları arasında sadece anneden bir kan alarak Down Sendromu yaklaşık %99 doğruluk payında tespit edilebiliyor.

Hamile olduğunu öğrenen bir kadının en önemli endişelerinden biri bebeğinin sağlıklı olup olmayacağıdır.

Bütün dünyada gebelik takiplerinde en fazla üzerinde çalışılan konu, bebekteki kromozom bozukluklarının mümkün olan en erken dönemde ve en doğru yüzde ile saptanması ve aileye bilgi verilmesidir. Herhangi bir kromozom bozukluğu saptandığında aile gebeliği sonlandırmak ya da devam etmek yönünde karar verebilir. Bu nedenle söz konusu bozuklukların erken dönemde ve yüksek başarı oranıyla saptanması önemlidir.

Gebelik takiplerinde en fazla üzerinde durulan konulardan bir tanesi down sendromunun erken dönemde saptanmasıdır. Bu amaçla uzun zamandır kullanılan pek çok test geliştirilmiştir. Bunlar arasında en çok kullanılanlar, detaylı ultrason incelemeleri i̇le birlikte anneden alınan kan örneğinde bazı hormonların ölçülmesine dayanan ikili test, üçlü test yada dörtlü test adı verilen incelemelerdir. Elbette bu testlerin de Down Sendromunu belirli oranda yakalama kabiliyetleri mevcuttur. Yani bunlar tarama testleridir ve Down Sendromunu yüzde yüz yakalayan tanı testleri değildir.

Bebekte kromozom anomalisi olup olmadığını anlamanın tek ve kesin yolu hücre alıp DNA yapısını incelemek yani Koryon Villus Biyopsisi (CVS) ya da Amniyosentez yapmaktır.

Son zamanlarda DNA teknolojisindeki ilerlemelere paralel olarak geliştirilen yeni yöntemler ile, anneden alınan kanda bebeğe ait DNA varlığını saptamakta ve bu DNA’da kromozom bozukluğu olup olmadığı çok yüksek başarı oranları ile gösterilebilmektedir. Değişik yöntemleri kullanan ve piyasada değişik isimler ile bulunan bu yöntemler Non-İnvazif Prenatal Test (NIPT) olarak adlandırılmaktadır.

Peki nedir bu NIPT Testi;

En kolay anlatımı ile, anne kanında dolaşan bebeğe ait genetik materyalin incelenmesi demektir.

Anne adayının kan dolaşımında serbest olarak dolaşan bebeğe ait DNA parçacıklarının ayrıştırılarak ve bunların analizi yapılarak, Trizomi 21 (Down Sendromu), Trizomi 18 (Edwards Sendromu) ve Trizomi 13 (Patou Sendromu) gibi kromozom anomalilerini tespit etmek için kullanılan, güvenli, son derece hassas bir kan testidir.

Anne kanında dolaşan serbest DNA nın yaklaşık %90 ı anneye, yaklaşık %10 u fetusa aittir. Fetusa ait serbest DNA anneye ait olandan önemli ölçüde daha küçüktür ve yaşam ömürleri çok kısadır. Anne kanı, doğumu takip eden birkaç saat içerisinde bu serbest fetal DNA lardan temizlenir. Bebeğe ait bu DNA’ların yaşam süresinin çok kısa olması nedeni ile bu genetik materyalin daha önceki bir gebelikten kalmadığı kesindir ve %100 o anda anne karnında bulunan bebeğe aittir.

Bu testin en yüksek yakalama oranına sahip olduğu bozukluklar, Trizomi 21 (Down sendr) ve Trizomi 18(Edward Sendr) larıdır ve bu bebekleri yakalama oranı %99 civarındadır. Hatalı pozitif oranı, yani bu test ile bebekte Down sendromu var dendiği halde bebeğin normal yani sağlıklı olması ihtimali %1’den daha az görülür.

NIPT süreci, gebeliği takip eden doktor tarafından fetusun canlı olduğu, gebelik yaşı tayini amacıyla yapılan ultrason sonrası test hakkında bilgilendirildikten ve aydınlatılmış onam formunu okuyup imzaladıktan sonra, 11-14. gebelik haftaları arasında basit bir kan alma işlemi ile başlar.

Bu kan teşhis laboratuvarına gönderilir. Yeni nesil DNA teknolojisi kullanılan bu laboratuvarda kanınızda fetusa ait serbest DNA parçaları tanımlanır ve sayımı yapılır. Tüm bu süreç 7-10 gün sürer. Sonuç fetal trizomi riski düşük (negatif) yada yüksek (pozitif) olarak rapor edilir. Test sonucu yüksek risk (pozitif) gösteriyorsa bu fetusun kesin olarak etkilenmiş olduğu anlamına gelmez. Bu durumda anne adayına doğmamış bebekte kromozom anomalisinin olup olmadığının kesin olarak tespiti amacıyla girişimsel (CVS veya Amniyosentez) tanı testi önerilir. Test sonucu düşük risk (negatif) gösteriyorsa bu fetusun çok büyük bir olasılıkla %99 etkilenmemiş olduğu anlamına gelir.

NIPT % 4 hastada sonuç vermeyebilir, özellikle fetal DNA nın anne kanında düşük oranda bulunduğu durumlarda bu durumla karşılaşılabilir. Teknik olarak cevap verilemediği bazı özel durumlarda tekrar kan alınması gerekebilir. Özellikle annenin kilolu olması durumunda anne kanında oransal fetal DNA miktarındaki azlıktan dolayı sonuç alınamama oranı yükselebilir.

Çoğul gebeliklerde de bu test yapılabilmektedir. Ancak çoğul gebeliklerde testin doğruluk payları ve yapılması gereken test yöntemi doktorunuz tarafından laboratuvar ile detaylı görüşülerek yapılacaktır.

Günümüzde belirli oranda tarama testi opsiyonu mevcut olmakla birlikte kesin tanı için kabul edilen 2 yöntem Koriyon Villus Biyopsisi (CVS) ve Amniyosentezdir.

Yakın bir gelecekte NIPT’lerin, koryon villus biopsisi ve amniyosentezin yerine kullanılabilecek bir tanı testi olabileceği öngörülmekle birlikte, şu an için hala daha bir tarama testi olarak kullanılması gerektiğini vurgulamamız gerekmektedir.

Diğer önemli bir soru ise,

Kimler bu testi yaptırmalı;

Anne 35 yaş ve üzerinde ise,

Ultrason muayenesinde kromozomal hastalık riskini işaret eden normal dışı bulgular,

 

Önceki gebelikte kromozomal hastalık hikayesinin bulunması,

İkili, üçlü, dörtlü veya entegre tarama testlerinden birinde kromozomal anomali riskinin yüksek saptanması,

Elbette yaşa bakılmaksızın hastanın endişeli olması ve herhangi bir riskinin olmamasına rağmen  bebeğinin %99 oranında Down Sendromu olmadığını öğrenmek amacı ile bu testi yaptırması mümkündür.

NIPT nadir görülen diğer kromozom anomalileri hakkında bilgi vermediği unutulmamalı, ve eğer 11-14. Hafta yapılan ultrason taramasında artmış ense kalınlığıburun kemiğinin görülmemesi, anormal kan akımı bulguları, kalp sorunları, v.b gibi anormal bulgular saptanırsa, hastaya  NIPT Testi değil aksine kesin tanı koyan CVS veya Amniyosentez yapılmalıdır.

Dolayısı ile kan alımından önce 11-14. hafta detaylı ultrasonografik muayenesinin, bir Perinatolog (Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı) yapılması önemlidir. Zira bu muayenede elde edilecek bilgiler ne tip bir NIPT Testinin yapılacağına veya NIPT testinin yerine başka bir tanı testinin gerekip gerekmediğine karar verilecektir.

Sonuç olarak, NIPT testinin bir tarama testi olarak kabul edilmesi gerektiği, artmış risk durumunda kesin tanının ancak koriyon villus biopsisi ya da amniyosentez ile konulabileceği, negatif test varlığının ise bebeğin kesinlikle %100 normal olduğunu kanıtlamadığı ancak taranan sendromların bebekte olma olasılığının çok düşük olduğu anlamına geldiği akıldan çıkartılmamalıdır.

Hamilelikte Fetal DNA tarama Testi (NIPT) (Cell free fetal DNA)

 “Önemli bir atılım gebelikte anne kanında fetal DNA nın tespit edilmesiyle yapıldı. En son moleküler teknoloji kullanılarak anne kanından elde edilen fetusa ait DNA parçalarının rastgele milyonlarcasının analizi yapılarak %99 üzerinde kesinlik ve %1 den az yalancı pozitiflik oranı ile fetal Down Sendromunu tespit etmek artık mümkün hale gelmiştir. Bu yüksek tespit oranı dünyanın farklı bölgelerindeki değişik çalışma grupları tarafından tekrar edilmiş ve benzer sonuçlar alınmıştır. Bu yeni test henüz bir tanı testi olmasa da mevcut tarama testleri içerisinde en iyi performansın alındığı testtir.”

 Hamile olduğunu öğrenen bir kadının en önemli endişelerinden biri bebeğinin sağlıklı olup olmayacağıdır.

Bütün dünyada gebelik takiplerinde en fazla üzerinde çalışılan konu bebekteki kromozom bozukluklarının mümkün olan en erken dönemde saptanması ve aileye bilgi verilmesidir. Herhangi bir kromozom bozukluğu saptandığında aile gebeliği sonlandırmak ya da devam etmek yönünde karar verebilir. Bu nedenle sözkonusu bozuklukların erken dönemde ve yüksek başarı oranıyla saptanması önemlidir.

 Kromozom bozuklukları içerisinde en fazla rastlanılan Down Sendromu’dur.(Trizomi 21) ayrıca trizomi 18, 13 ve sex kromozom anomalileri en fazla görülen kromozom anomalilerindendir.

İlk kez 1959 yılında tanımlanan down sendrom insanlarda görülen tüm kromozom bozukluklarının %53’unu oluşturur. Gebelik takiplerinde en fazla üzerinde durulan konulardan bir tanesi down sendromunun erken dönemde saptanmasıdır. Bu amaçla 1970’li yıllardan başlayarak pek çok değişik teknik geliştirilmiştir. Bunlar arasında en çok kullanılanlar detaylı ultrason incelemeleri i̇le birlikte anneden alınan kan örneğininde bazı hormonların ölçülmesine dayanan ikili test, üçlü test yada dörtlü test adı verilen incelemelerdir.

Ancak bu testlerin hepsi tarama testi olup kesin tanı koydurmaz.

Ayrıca bu testlerin %5 yalancı pozitif sonuçlar verdiği bilinmektedir.. Maalesef yani; testin uygulandığı toplulukta test sonucu pozitif olanların gerçekten de etkilenmiş fetusa sahip olma olasılığı; hala %5 gibi bir oranda düşüktür. Bu durum, test sonucu pozitif olan 20-30 gebeden birine doğrulama amaçlı girişimsel tanı testi (amniyosentez/koryon villus örneklemesi) uygulanmasını zorunlu kılmaktadır.Bu girişimsel testlerin az da olsa kanama ve düşük  yaratma olasılıklarının yanında,annede anomalili bebek kaygısını arttırmaktadır.

 

Doğum Öncesi Tarama Yöntemleri (Tablo I)
Tarama TestiTrimesterBiyobelirteçlerSaptama Oranı
Fetal Ultrasonografi1.NT%65-70
Kombine Tarama1.NT ve PAPP-A veya  B-HCG%82-87
Üçlü Test2.AFP, B-HCG ve uE3%69
Dörtlü Test2.AFP, B-HCG uE3 ve İnhibin A%81
Entegre Tarama Testi1. ve 2.NT, PAPP-A ve Dörtlü Test%94-96
Serum Entegre Test1. ve 2.PAPP-A ve Dörtlü Test%85-88
Kademeli Ardışık Tarama Testi1. ve 2.1 trimester kombine tarama testi ve Amniyosentez/CVC ya da 1. trimester kombine tarama testi ve 2.triester Üçlü veya Dörtlü test%95
 Doğum Öncesi Grişimsel Tanı Testleri Düşük Riskleri
Tanı TestiTrimesterBiyobelirteçlerSaptama YüzdesiDüşük Riski
CVS (Koryonik Villus Örneklemesi)1.(8-12 hafta)Kromozom analizi veya FISH%99%1
Amniyosentez2.(14-18 hafta)Kromozom analizi veya FISH%99%0.5
       

 

Bebekte kromozom anomalisi olup olmadığını anlamanın tek kesin yolu hücre alıp DNA yapısını incelemek yani koryon villus biopsisi ya da amniyosentez yapmaktır. Son zamanlarda DNA teknolojisindeki ilerlemelere paralel olarak geliştirilen yeni yöntemler ise anneden alınan kanda bebeğe ait DNA varlığını saptamakta ve bu DNA’da kromozom bozukluğu olup olmadığını çok yüksek başarı oranları ile gosterebilmektedir. Değişik yöntemleri kullanan ve piyasada değişik isimler ile pazarlanan bu yöntemler Non-ınvazif prenatal testler (NIPT) olarak adlandırılmaktadır

NEDİR NIPT, Non invasive Prenatal Test: Girişimsel Olmayan Doğum Öncesi Tarama Testi;

En kolay anlatımı ile  anne kanında dolaşan bebeğe ait genetik materyalin incelenmesi demektir.

Anne adayının kan dolaşımında serbest olarak dolaşan cffDNA; cell-free fetal DNA (fetusa ait serbest DNA) dan kromozom analizi yapılarak, Trizomi 21 (Down Sendromu), Trizomi 18 (Edwards Sendromu) ve Trizomi 13 (Patou Sendromu) gibi kromozom anomalilerini tespit etmek için kullanılan, güvenli, girişimsel olmayan, son derece hassas, doğum öncesi bir kan testidir

Hem anne, hem de fetus kendilerine ait ve yaşam döngüsünü tamamlamış hücrelerden kaynaklı serbest DNA üretirler. Anneye ait serbest DNA kemik iliğinden, fetusa ait serbest DNA ise, plasentayı oluşturan trofoblast hücrelerinden kaynaklıdır. Anne kanındaki total serbest DNA nın yaklaşık %90 ı anneye, yaklaşık %10 u fetusa aittir. Parçalara ayrılmış fetal DNA lar, plasentadan dökülen mikroparçacıklar ile anne kan dolaşımına geçer. Fetusa ait serbest DNA anneye ait olandan önemli ölçüde daha küçüktür ve yaşam ömürleri çok kısadır. Anne kanı, doğumu takip eden birkaç saat içerisinde bu serbest fetal DNA lardan temizlenir. Bebeğe ait bu DNA’ların yaşam süresinin çok kısa olması nedeni ile bu genetik materyalin daha önceki bir gebelikten kalmadığı kesindir ve %100 o anda anne karnında bulunan bebeğe aittir

Bu testin en yüksek yakalama oranına sahip olduğu bozukluklar Trizomi 21 (Down sendr) ve Trizomi 18(Edward Sendr) larıdır ve bu bebeklerin %99.5’inden fazlasını saptayabilmektedir. Yani test bebekte down sendromu var dediğinde bu bulgu %99.5 doğrudur. Hatalı pozitif oranı yani test ile bebekte Down sendromu var dendiği halde bebeğin normal sağlıklı olması %1’den daha az görülür.

NIPT süreci, gebeliği takip eden doktor tarafından fetusun canlı olduğu, gebelik yaşı tayini amacıyla yapılan ultrason sonrası test hakkında bilgilendirildikten ve aydınlatılmış onam formunu okuyup imzaladıktan sonra, 11-13. gebelik haftaları arasında basit bir kan alma işlemi ile başlar. Bu kan teşhis laboratuvarına gönderilir. Yeni nesil DNA teknolojisi kullanılan bu laboratuvarda kanınızda fetusa ait serbest DNA parçaları tanımlanır ve sayımı yapılır. %3-5 gibi bir olasılıkla alınan kan örneğinde fetal DNA nın yetersiz olduğu durumda anne adayından bir defa daha kan numunesi alınabilir. Trizomi riski taşıyan fetusa ait serbest DNA parçalarının analiz sonuçları normal kromozom yapısına sahip fetuslarda beklenen sonuçlar ile karşılaştırılır. Tüm bu süreç 10-15 gün sürer. Sonuç fetal trizomi riski düşük (negatif) yada yüksek (pozitif) olarak rapor edilir. Test sonucu yüksek risk (pozitif) gösteriyorsa bu fetusun kesin olarak etkilenmiş olduğu anlamına gelmez. Bu durumda anne adayına doğmamış bebekte kromozom anomalisinin olup olmadığının kesin olarak tespiti amacıyla girişimsel (CVS veya amniyosentez) tanı testi önerilir. Test sonucu düşük risk (negatif) gösteriyorsa bu fetusun çok büyük bir olasılıkla %99 etkilenmemiş olduğu anlamına gelir.

NIPT % 4 hastada sonuç vermeyebilir, özellike fetal DNA nın anne kanunda düşük oranda bulunduğu durumlarda bu durumla karşılaşılabilir. Teknik olarak cevap verilemediği bazı özel durumlarda tekrar kan alınması gerekebilir. Özellikle ciddi maternal obesite durumunda anne kanında oransal fetal DNA miktarındaki azlıktan dolayı sonuç alınamama oranı yükselebilir.

Çoğul gebelik olarak başlayıp erken dönemde bir fetusun kaybedildiği gebeliklerde fetal DNA hala bulunduğu için yanlış pozitif sonuçlara neden olabileceği unutulmamalıdır.

Veriler henüz sınırlı olsa da şimdiye kadar elde edilen sonuçlar diğer tarama testlerinden farklı olarak (ikili test, dörtlü test) NIPT’lerin ikiz gebeliklerde de kullanılabileceğini göstermektedir.

Günümüzde belirli oranda tarama testi opsiyonu mevcut olmakla birlikte kesin tanı için kabul edilen 2 yöntem koriyon villus biopsisi ve amniyosentezdir.

Yakın bir gelecekte NIPT’lerin koryon villus biopsisi ve amniyosentezin yerine kullanılabilecek bir tanı testi olabileceğini öngörülmekle birlikte şu an için hala daha tarama testi olarak kullanılması gerektiğini vurgulanmaktadır.

Rutin tarama testi olarak her gebe kadına sunulamamasının ön önemli nedeni maliyettir.

 

Kromozomal hastalık açısından yüksek riskli gebelerde serbest fetal DNA birincil tarama olarak kullanılabilecek bir seçenek haline gelmektedir, ancak hiçbir riski olmayan hamillerde kullanımı konusunda henüz kanıtlar yeterli değildir.

Kimler bu testi yaptırmalı;

35 ve üzeri anne yaşı

Ultrasonda kromozomal hastalık riskini işaret eden bulgular

Önceki gebelikte kromozomal hastalık hikayesi

İkili, üçlü, dörtlü veya entegre tarama testlerinden birinde kromozomal anomali riskinin yüksek saptanması

 

NIPT nadir görülen diğer kromozom anomalileri hakkında bilgi vermediği unutulmamalı, ve eğer ultrason taramalarında artmış ense kalınlığı, kalp anomalileri ve beyin anomalileri gibi önemli fiziksek kusurlar saptanırsa fetus bazı nadir kromozom defektleri açısından risk taşıyor olabilir ve tüm kromozomların analizi yapılmalıdır.

Sonuç olarak, NIPT testinin bir tarama testi olarak kabul edilmesi gerektiği, artmış risk durumunda kesin tanının ancak koriyon villus biopsisi ya da amniyosentez ile konulabileceği, negatif test varlığının ise bebeğin kesinlikle normal olduğunu kanıtlamadığı ancak taranan sendromların bebekte olma olasılığının çok düşük olduğu anlamına geldiği akıldan çıkartılmamalıdır.