JİNEKOLOJİ

Myomlar

Myomlar kadınların rahim kaslarından gelişmiş olan iyi huylu tümörlerdir ve kanserleşme oranları yok denecek kadar azdır. Yaklaşık her 5 kadından birinde olan myomlar genellikle düzenli jinekolojik muayene sırasında tanı alırlar. Myomun boyutu, sayısı ve rahim de nerde yerleştiği önemlidir ve bu özelliklerine bağlı olarak adetde fazla kanama, kasık-bel ağrısı gibi şikayetlere sebep olurlar. Ayrıca kısırlık ve gebelikte düşük veya erken doğuma da sebep olabilirler.

Myom var olmasına karşın eğer belirgin bir şikayet yaratmıyorsa tedavi gerekmez. Sadece takip yeterli olur. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir muayene ve ultrason ile hastanın takibi yapılmalı şikayetin durumuna göre tedavi planlanmalıdır.

Kısacası myom mutlaka ameliyat edilmesi gereken bir durum değildir.

Peki tedavi gerektiren durumlar nedir diye sorulacak olursa;

Birincisi adetde olan parçalı pıhtılı fazla kanamalardır. Ayrıca çok hızlı büyümesi, büyümeye bağlı ağrı ve baskı şikayetleri de tedaviyi gerekli kılacaktır. Ayrıca çok küçük olsa bile rahim içinde ki(submüköz) myomlar özellikle kanamaya sebep oldukları ve gebeliğe engel oldukları için ameliyat ile alınmalıdırlar.

Myomlar üreme çağındaki kadınların hastalığı olduğu için gebelikte görülmeleri de hiç de nadir bir durum değildir.

Myomlar, gebe kalma ve gebeliğin devamı konusunda çok fazla sorun çıkarmamakla birlikte, rahmin duvarına baskı yapan veya rahim boşluğunu dolduran myomlar, embriyonun rahime yerleşmesinde olumsuz etkiler yapabilirler ve tespiti durumunda ameliyat ile çıkarılmasında fayda vardır.

Ayrıca gebelik süresince var olan myomlar özellikle ilk 3 ay içerisinde hızlı büyürler ve kritik bir yerleşimde iseler düşük, erken doğum, kanama gibi sorunlara yol açabilirler. Özellikle hızlı büyüme dönemlerinde belirgin ağrılara sebep olabilirler ve bu durumda uygun ağrı kesiciler kullanılabilmektedir. Ancak pekçok myom hamilelik sırasında hiçbir belirti vermez ve zaman zaman görülen karın ağrısı dışında herhangi bir soruna da neden olmaz.

İlk olarak akla gelen soru ,myomların gebeliği engelleyip engellemeyeceği sorusudur;

Myomların gebeliğe engel teşkil etmesi, yerleşim yerleri ve boyutlarına bağlıdır. Ancak unutulmamlıdır ki myomların kısırlık nedeni olarak kabul edilebilmesi için, kadındaki diğer kısırlık nedenlerinin araştırılması ve bunlarda sorun olmaması gerekir. Myom var ise ve bir türlü gebelik elde edilemiyor ise veya myom varlığında ardarda düşükler yaşanıyor ise tedavi planlanmalıdır. Ayrıca başka bir neden olsa bile myomun yerleşim yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak infertilite tedavisi öncesinde myomların çıkartılması da önerilebilir.

Rahim içerisinde olan ve büyüyerek rahimde şekil bozukluğuna neden olan myomlar gebeliğin erken dönemlerinde düşüklere, ilerleyen haftalarda kanama ve erken doğumlara sebebiyet verebilir. Myomların gebelik üzerindeki etkileri yerleşim alanına göre, boyutuna göre ve sayısına bağlı olarak değişim gösterir. Büyük bir çoğunluğu ise herhangi bir sorun yaratmadan gebelik sonuna kadar takip edilebilmektedir.

Doğum yöntemi olarak sezaryena karar verilmiş ise ameliyat sırasında myomlar da çıkartılabilir. Eğer normal doğum gerçekleşir ise doğumdan sonra myomun boyutu hızlı bir şekilde küçülüp eski boyutuma geri dönecektir ve normal jinekolojik muayeneler ile takip edilmeye devam edilecektir.

Diğer akla gelen bir soru da myom acaba bebeğe zarar verir mi sorusudur; Bunun cevabı ise, büyük olasılıkla hayır olacaktır. Ancak myomun yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak bebeğin doğum kanalına yerleşmesine engel olup, doğumun sezaryen ile olmasına yol açabilir.

Myomların tedavisine gelince;

Myomun en kesin ve garantili tedavisi bugün için cerrahidir ve özellikle ilk tercih sadece myom veya myomların çıkarılması olmalıdır. Nadiren ileri yaşlarda ve çok fazla ve büyük myomlarda rahimin çıkarılması (Histerektomi) de önerilebilmektedir.

Myomun çıkarılması işlemine myomektomi denilmektedir. Bu ameliyatda ki amaç myomları alarak rahmi eski normal anatomisine uygun haline getirmektir. Deneyimli bir cerrahın ellerinde myomektomi son derece güvenli ve etkili bir yöntemdir.

Myomun büyüklüğü ve yerine bağlı olarak aşağıdaki cerrahi yaklaşımlardan biri seçilecektir:

– Abdominal Myomektomi : Karnın sezaryen gibi açılarak yapılan bir ameliyattır.

– Laparoskopik Myomektomi : Birkaç küçük kesi yapılarak ve özel ekipmanlar kullanılarak karın içine girilerek yapılan bir ameliyattır. Açık ameliyata oranla çok küçük bir kesi mevcuttur, ameliyat sonrası iyileşme süresi oldukça kısadır ve ameliyata bağlı komplikasyonlar açık ameliyata oranla çok daha azdır. Deneyimli bir cerrahın ellerinde oldukça güvenli ve günümüzde tercih edilen bir ameliyat metodudur.

– Histeroskopik Myomektomi : Özel aletler ile vajinadan ve rahim ağzından Rahim içine girilerek yapılan ameliyattır. Rahim içinde bulunan (submüköz) myomlar için yapılır. Ayrı bir kesi yoktur. Genel anestezi altında yapılır. Deneyimli bir cerrahın ellerinde oldukça güvenli bir ameliyattır ve çok kısa süre içerisinde hasta normal hayatına dönebilmektedir.

Diğer bir soru da myomektomi sonrası doğum şekli nasıl olmalıdır sorusudur;

-Rahim içi (Submüköz) myomun tedavisi için Histerokopi yapılmış ise ve rahim kas dokusu derin bir kesiye maruz kalmadı ise normal doğum denenmesinde bir sakınca yoktur.

-Eğer myom rahim duvarı içinden (intramural) çıkarılmışsa ve belirli bir kalınlıkta rahim kas dokusu etkilenmiş ise mutlaka doktor ile konuşmalı ve gebeliğin sezeryanla ile sonlandırılması konusu değerlendirilmelidir.