BLOG

Dört Boyutlu Ultrasonografi-Detaylı Ultrasonografi-Doppler Ultrasonografi-İkinci Düzey Ultrasonografi

Merhaba, evet başlığa bakınca 4 farklı konu var gibi görünse de anne karnında ki bebeğin detaylı incelenmesi olan bu muayene için her 4 tanımlama da kullanılabilmektedir.

Artık günümüzde teknolojinin de ilerlemesi ile bir tanı koyma aracı olarak kullanılan Ultrasonografi gebelik takibinde vazgeçilmez bir yöntem olarak yerini almıştır. Hamilelerde kullanılan ultrasonografi cihazlarının anne karnındaki bebek üzerine herhangi bir zararlı etkisi kesinlikle bulunmamaktadır ve gebelik döneminde güvenle uygulanabilmektedir. Buna karşın tüm diğer tıbbi yöntemler gibi, ancak gerekli olduğu hallerde ve gebelik için yeterince uygun cihaz ve yetkili kişiler tarafından yapılmalıdır.

Ultrasonografi ile anne karnındaki bebeğin sayısı, kalp atışları, gebelik yaşının tayini, bebeğin büyümesinin takibi, rahim içindeki duruşu, amnios sıvısının miktarı, iç organlarının gelişimi ve diğer yapısal gelişim kusurları, bebeği besleyen plasentanın (eş) değerlendirilmesi yapılabilir. Bunun yanında bebekteki çeşitli hastalıklar ile ilgili ipuçları ve bulguların araştırılmasında kullanılır.

Ultrason muayenesi genellikle anne karın cildinden yapılır. Vajinal ultrason ise genellikle gebeliğin erken döneminde henüz embriyo ve rahim küçük olduğu için daha iyi bir görüntüleme yapılabilmesi amacı ile tercih edilir. Vajinal yolla yapılan ultrasonografi rahatsızlık verici bir işlem değildir, enfeksiyon ya da kanama veya düşük gibi durumlara kesinlikle sebep olmaz, oldukça güvenilir bir muayenedir. Dolayısı ile erken haftalarda hastaların vajinal ultrason muayenelerinden çekinmelerine gerek yoktur. Vajinal ultrason ayrıca ilerleyen gebelik haftalarında özellikle 20-24. Haftalarda, erken doğum eylemi riskinin saptanması amacıyla rahim ağzı boyunun ölçülmesinde kullanılabilir.

Ultrasonografi, bebeğin sağlığı ilgili bize çok değerli bilgiler vermektedir. Bununla birlikte elbette gelişmekte olan bebeğin bütün hastalıklarının tanısı ultrasonografi ile konamaz. Ultrasonografi ile bebeğin büyük kusurlarının pek çoğu tanınabilir, ancak bebeğin küçük kusurların tanısındaki başarısı daha azdır. Bunun yanında bazı hastalıklar gebeliğin ilerleyen haftalarında ortaya çıkabilmekte ve bu da daha erken dönemde yapılan ultrason muayenelerin de ortaya çıkarılamayabilmektedir. Yapılan ultrasonografinin bebekteki kusurları tespit olasılığı, tetkikin yapıldığı gebelik yaşına, yapan kişinin tecrübesine ve ultrason cihazının teknik özelliklerine göre %20 ile 80 arasında değişebilmektedir. Görüldüğü gibi bu farklılık oldukça fazladır ve her zaman konu ile ilgili tecrübeli bir kişinin bu muayeneyi yapması tercih sebebi olmalıdır. Avrupa’da yapılan büyük bir çalışmada ultrasonografi ile anomalilerin sadece %60’nın tanınabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle ultrason raporlarında ve hastaları bilgilendirmek için verilen açıklamalı onam belgelerinde bu yapılmış ultrason muayenesi ile her türlü kusurun tanınamayacağı şeklinde bir uyarı bulunmaktadır. Dolayısı ile bu rapor ve bilgilendirme metni hastalar tarafından mutlaka okunmalı ve muayeneyi yapan doktor ile her türlü soru ve detaylar paylaşılmalıdır.

Detaylı Ultrasonografi ile yapılan anomali taraması, fetus organlarının normal gelişimlerini sürdürüp sürdürmediğinin araştırıldığı bir testtir. Organlarda (solunum sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, iskelet sistemi, böbrek ve boşaltım sistemi, gastrointestinal sistem ve merkezi sinir sistemi) tespit edilen anomaliler sağlık sorunu oluşturabilen ve oluşturmayan (majör/minor) olmak üzere iki grupta sınıflandırılır. Tüm gebeliklerde majör anomali yani büyük sağlık sorunu oluştabilecek sorunların görülme sıklığı %2-3 olarak bildirilmiştir.

Amaç, bu gruptaki anomalilerin doğum öncesi  tanınması/ yaşamla bağdaşmıyorsa ailenin bilgilendirilmesi ve gebeliğin 24. haftadan önce sonlandırılmasıdır. Yaşamla bağdaşmayan hastalıklar arasında beyin dokusunun olmaması, yeteri kadar gelişmemesi, omurgada ve omurilikte olan büyük sorunlar, kalpte ameliyat ile onarılamayacak yapısal gelişim bozuklukları, böbreklerin yokluğu sayılabilir. Bu gruptaki anomalilerin, 15-40 gebelik haftaları arasında %50 ile %80’i tanınabilmektedir. 18-23 gebelik haftaları arasında ise bu majör anomalilerin %60-70 ı görülebilmektedir.

Annenin karın cilt altı yağ dokusunun fazla (Kilolu) olması, karın duvarında ameliyat izi olması, bebeğin suyunun az olması durumunda bu anomalilerin tanınma oranı düşmektedir.  

Kromozom sayı ve yapı anomalileri grubunda ise en sık karşılaşılan durum 21. kromozom sayısının 3 olduğu (Trzomi 21) Down Sendromu’dur. Detaylı ultrasonografi ile bu hastalıklara ait ultrason belirteçleri araştırılır. Ancak, detaylı ultrason muayenesi  kromozom hastalıkları için kesin tanı yöntemi değildir. Örnek vermek gerekirse, en sık görülen Trizomi 21 yani Down sendromunun sadece ultrason muayenesi ile yakalanabilme oranı %50-60 lar civarındadır. Dolayısı ile diğer (Fetal DNA, İkili test vb. gibi) tarama testleri de yapılarak yakalama oranları arttırılmalı ve gerekiyor ise kesin tanı koyacak Koryon villus örneklemesi (CVS) veya Amniyosentez işlemi yapılmalıdır.

Her gebe en az bir kez 20-22. Gebelik haftası civarında bebekteki kusur (sakatlık, anomali taraması) açısından deneyimli merkezlerde Perinatoloji(Yüksek riskli gebelikler) alanında çalışan Kadın Doğum uzmanları tarafından değerlendirilmelidir (Detaylı-ikinci düzey ultrasonografi).